30 Aralık 2021, 09:57 - Anasayfa | Yazarlar Haberi yazdır
Tüm hızıyla devam eden teknolojik gelişmeler beraberinde sosyo-medyatik bir dünyayı da hayatımıza dahil etti. Tabi ki bununla beraber “Özel Alan” tanımlamamız da şekil değiştirdi ki- yetişkinlerin bile kendini korumakta zorlandığı bu çevrede çocukların kendilerini koruyabilmeleri ayrıca önem kazandı.
“Özel Alan” deyince aklımıza mahremiyet bilinci gelmekte...
Mahremiyet bilinci ise kişinin kendi sınırlarını bilerek, olası her türlü ihlal ve istismara karşı kendini koruyabilmesini içermektedir. Bu bilinç, çocuk doğduğu andan itibaren, sadece ona ait olan bir alan kurularak oluşturulmalıdır. Başkasının yanında giydirilmemesi, emzirilmemesi, altının değiştirilmemesi çocuğa kendine ait alanı olduğunu ve bu alana saygı duyulduğunu hissettirecektir.
Mahremiyet eğitimi, normalde çocuk tuvalet eğitimi için hazır olma belirtileri gösterdiğinde başlayabilir. Tuvaleti geldiğinde gizlenmek adına farklı alanları kullanması, çocuğun psikolojik olarak hazır olduğunun göstergesidir. Fakat çocuklar, okul öncesi eğitim ile beraber ebeveynlerden uzak, farklı çevrelerle tanışmaya başlar ve tehlikeye de açık hale gelmektedirler. Bu nedenle asıl dikkat edilmesi gereken öncül, çocuğun temel bakım verenlerden uzaklaşmasıyla başlayan bu süreçtir.
Bu süreçte; özel bölgeler çocukta kaygı ve endişe yaratmayacak şekilde, ebeveynler tarafından anlatılabilir.
Çocuklar, fiziksel temasın iyi ya da kötü olduğunu ayırt edemeyebilirler. Bu sebeple, çocuğa, bir başkasının onun vücudunun özel kısımlarına dokunmasının doğru olmadığı ifade edilmeli; vücudunun kendisine ait olduğu ve hiç kimsenin, kendi izni olmadan, vücuduna dokunamayacağı öğretilmelidir. İyi dokunuş ve kötü dokunuş arasındaki fark anlatılmalıdır.
Çocuğa dokunulacağı zamanlarda nedeni açıklanıp izin alınması önemlidir. Bu durum, ona kendini koruma refleksini ve hayır diyebilme becerisini kazandırır. Bu süreçte İç Çamaşırı Kuralı öğretilebilir. İç Çamaşırı Kuralı, çocuklara çok açık, anlaşılır ve hatırlanması kolay bir sınırı öğrenmelerinde yardımcı olur; bu sınır iç çamaşırıdır. İç çamaşırına ve iç çamaşırının içine kimsenin dokunmasına izin verilmemelidir.
Ayrıca çocuklara iyi sırla kötü sır arasındaki fark anlatılarak bir güven ortamının yaratılması önemlidir. Çocuğu endişelendiren, rahatsız eden, korkutan ya da üzen tüm sırlar kötü sırlardır, saklanmaması ve güvenilir bir yetişkine hemen anlatılması gerektiğini bilmelidir.
Çocuğun istismara uğradığı düşünülen durumlarda, anlayışla iletişim kurulmalı, yanlış bir şey yapmadığı ifade edilmelidir. Üzgünlük, kızgınlık gibi ifadeler çocuğa kendisini suçlu hissettirebilir ve bu yüzden bilgi vermek istemeyebilir. Sorguya çekiliyor hissi oluşturmadan, ne zaman, kiminle olduğu sorulabilir, fakat neden olduğu sorulmamalıdır. Anında polisle iletişime geçilmelidir ve süreç kaygı yaratmayacak şekilde çocuğa anlatılmalıdır.
Mahremiyet eğitimi verilirken, “Beni de Bedenimi de Seviyorum” (Rayka Kumru), “Sır Versem Saklar Mısın?” (Jennifer Moore Mallinos), “Kiko ve El” gibi kaynaklardan da faydanılabilir.


Yazara ait diğer köşe yazıları
EN ÇOK TIKLANANLAR
-
TOGÜ Hastanesi Mayıs ayında 56 bin kişiye sağlık hizmeti verdi
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesi'nde 1-31 Mayıs 2023 tarihler...
-
Tokat'ta 4-6 yaş Kur'an kursu mezuniyet töreni yapıldı
Karşıyaka Mehmet Emin Saraç Konferans Salonu'nda Şehitler Camii 4-6 yaş...
-
Tokat Müftülüğü'nden vekâletle kurban organizasyonu
Tokat İl Müftülüğü tarafından '2023 Yılı Vekalet Yoluyla Kurban Kesim O...
-
Jandarma ve çocuklar fidan dikti, çocuklar mutlu oldu
Tokat'ta Çevre Günü etkinlikleri çerçevesinde Jandarma personelleri öğr...
-
Kıbrıs Gazisi Muzaffer Şahin Erbaa'da son yolculuğuna uğurlandı
Erbaalı Kıbrıs Gazisi Muzaffer Şahin vefat etti.
YAZARLAR
-
Hüseyin Karahan
TÜMDENGELİM TÜMEVARIM
-
Hüseyin ALPAY
TOKAT'A DEĞER KATANLAR: ÖMER FARUK ALTUNTAŞ
-
M. Halil PAZARLI
BENİM ADIM BY KEMAL
-
Aslı Gülhan BEK
TOKAT'A GELİRSENİZ...
-
Hülya BALTACI
DAHA ÇOCUK, ANLAMAZ Kİ!
-
Ebru ALPAY
İNSAN NE ZAMAN ÖLÜR?..
-
HÜSEYİN YAYLICI
DOSTUM ALİ MENEKŞE'YE DAİR...
-
Cemal İNCESOYLUER
AFETLE MÜCADELE EDERİZ DE YA DEZENFORMASYON?